SEKS TARİHÇESİ: YENİ ÇAĞ

İlk Çağ ve Orta Çağ geride kaldı. Seks konusu artık Mısır, Çin, Roma ve Hindistan etrafında dönmüyor. Kilisenin baskısı azaldı, işin içerisinde teknoloji girmeye başladı. Bakın Yeni Çağ itibariyle seks, dünyada nasıl bir anlam kazandı.

yenicagseks

Rönesans ve Seks

Hikayeyi çoğumuz biliyoruz. Orta Çağ’daki kilise baskısının artık halkın canına tak etmesiyle birlikte Rönesans Avrupa arenasına çıktı. Aynı zamanda “Yeniden Doğuş” anlamına gelen bu aydınlanma hareketiyle birlikte kilisenin “yasak” dediği pek çok tabu yıkılmaya başladı. Artık kapalı kapılar ardında konuşulan aşklar, cezalardan ve sürgünlerden korkarak yapılan seksin yerini, “seks özgürlüğün bir basamağıdır” yaklaşımları almaya başladı. Kısacası sadece din ve sanatta değil, sekste de rönesans yaşandı. Dönemin Neo-Platonist düşünürlerinden Lorenzo de Medici, bedene olan aşkın bilgeliğe ve aydınlanmaya giden ilk basamak olduğunu söylerken rönesanstaki seks anlayışını da ortaya koymuş oldu.

gogusgul

Yeni Çağ’da Kadın Modası:
Gülümü Koklamak İster Misin?

Rönesans ve Adil Aşk kitabının yazarı Michael Starnes, Orta Çağ zamanında erkeklerin cinsel organlarını büyük göstermek için kullandıkları, içi pamuk doldurulmuş “Codpiece” adlı aksesuarın erkek egemenliğinden çıkıp kadınların kullandığı bir gereç haline geldiğini belirtiyor. “Kadınlar göğüslerini daha büyük göstermek amacıyla göğüs bölgelerini pamukla doldururlardı” diyor. Starnes, rönesans zamanında göğüs bölgesine dikkat çekmek için başka marjinal modaların da yaratıldığını ekliyor. “Bu dönemde sadece kadınların göğüslerinin arasına koyabilmeleri için özel çiçekler satarlardı. Eğer bir erkek kibarca sorar ve kadından izin alabilirse göğüs arasından bu çiçeği koklayabilme şansına sahip olurdu.” Rönesanstaki göğüs fetişi bununla da sınırlı kalmıyor. Starnes, kadınların bu dönemde göğüs arasına aynı zamanda kadeh de yerleştirdiklerini söylüyor. “Bunlar göğüs arasına yerleştirilebilecek özel büyüklükte kadehler olurdu. Eğer yeterince şanslı bir erkekseniz bu kadehlerden içki içebilirdiniz.”

1 tilki, 2 tilki, 3 tilki…

Gene aynı dönemde bir başka moda gereci olarak tilki kuyruğu kullanılırdı. Orta Çağ Modası kitabının yazarı, eski modası Hans Memline, “Kadınların tilki kuyruğunu boyunlarına dolamalarının asıl sebebi bu dönemdeki pirelenme sorununa karşı alınan doğal bir önlemdi. Kadınlar üzerlerine gelen pirelerin, saçlar yerine bu tilki kuyruğuna yerleştiğine inanırlardı” diyor. Memline’ye göre hijyenle birlikte artık pirelenmek bir sorun olmaktan çıktı. Ancak artık tilki kuyruğu bir moda aksesuarı olarak kalıcılığını korudu. Hatta başka bir anlama kavuştu. Buna göre artık bir kadın boynuna tilki kuyruğu doladıysa, kendisine bir eş arıyor anlamına geliyordu.

Tilki kuyruğu davası bununla da sınırlı kalmıyor. Eğer kadın 1 tilki kuyruğu takıyorsa eş arıyor anlamına geliyor. Eğer 2 tilki kuyruğu takıyorsa o zaman 2 sevgilisi var anlamına geliyor. 3 tilki kuyruğu takıyorsa 3 sevgili… Bizdeki Hürmüz gibi 7 tilki kuyruğu takanı var mıdır orası bilinmiyor.

elmayerse

Kutu kutu pense, elmamı yerse…

Anlaşılacağı üzere Rönesans ve sonrasındaki erken dönemlerde göğüs arasına konan aksesuar modası almış başını yürümüş. Kadınların bu dönemde göğüs bölgesine yerleştirdikleri bir başka aksesuar ise meyve… Yeni Çağ’da Cinsellik ve Seks kitabının yazarı Benjamin E. Zeller, “Bu dönemlerde insanların diş fırçalama alışkanlıkları yoktu. Kadınlar göğüs aralarına bir meyve yerleştirirlerdi. Eğer sevgilisi kendisiyle öpüşmek isterse bu meyveden bir ısırık alır ve nefesini tazelerdi” diyor. “Şayet kadın erkekle romantik olarak ilgilenmiyorsa elmayı eliyle erkeğe verirdi. Erkek de elmadan bir ısırık aldıktan sonra kadının elini öperdi.

Bu meyve mevzusunda farklı varyasyonlara rastlamak da mümkün… Örneğin kadın yarım meyveyi ağzıyla tutabilirdi. Bu durumda erkek meyveyi kadının dudaklarından alıp yemek durumundaydı. Starnes’e göre bu meyve matematiğinin en seksi hali ise kadının meyveyi göğüslerinin daha derinlerine itmesiydi. “Bu durumda erkek meyveyi dili ve dişlerinin yardımıyla oradan çıkarıp yemek zorundaydı ki bu her iki taraf için sekse hazır olmanın en hazır ifadesiydi.”

ronesansfestival

İlk olarak I. Elizabet (1533-1603) tarafından düzenlenen Rönesans Festivali, bugün ABD ve İngiltere başta olmak üzere, Avrupa’nın pek çok ülkesinde kutlanan bir şenlik halini almıştır. Bu festivalde eski Rönesans dansları, kıyafetleri ve müzikleri ile Rönesans dönemi adetleri yaşatılmaya çalışılır. Mayıs ayının 11’i ve 12’sinde kutlanan festivalde; atlı yarışmalar, temsili oyunlarla bir karnaval havası yaratılır.

Yayınlandığı Yer: Cosmopolitan Dergisi