DÜNDEN BUGÜNE SEKS RİTÜELLERİ

 

İnsanlığın var oluşundan beri, hatta bizzat insanlığın var oluşunun sebebi… Seramonileri, ayinleri, ülkelere ve kültürlere göre gösterdiği değişiklikleri… Eski Roma’dan, Antik Mısır’a, Afrika’dan Hindistan’a; tabularından sırta vurmasına; enine boyuna, dünüyle bugünüyle insanlığın seks ritüelleri…

 

misirrituel

Antik Mısır ve Kutsal Seks

Antik Mısır’da seks hiçbir şekilde günah ve yasaklar listesine alınmaz. Aksine seks, mastürbasyon, tüm vücudun tıraşlanması ve sünnet ilahi eylemler olarak görülür; erkek penisi ise doğurganlığın bariz bir simgesi olarak kullanılırdı. Mısır antropologlarından E.A. Bunge, Antik Mısır’da dünyanın, tanrının mastürbasyon yapması sonucu evrenin oluştuğuna inanıldığını belirtiyor. “Tanrının penisinden düşen bir parça kanla tüm evrenin oluştuğuna dair bir inanç vardır. Bu nedenle Antik Mısır’da erkekler erken yaşta sünnet edilirdi.” Bunge, bu ritüelin daha sonra Afrika medeniyetlerine, Araplara ve Musevilere de geçmiş olabileceğini belirtiyor. Ayrıca Antik Mısır’da sekse olan bu bakış açısının daha sonra Hristiyanlar’da seksin günah olmasına neden olacak kadar ileri düzeylere geldiğini de sözlerine ekliyor. Hal böyle olunca Mısır’da seksin de kutsal bir eylem olarak görülmesine şaşırmamak gerekir. Hindistan ve Çin gibi diğer doğu medeniyetlerinde olduğu gibi Mısır’da da seks, tanrıyı anlama ve tanrının bir yansıması olarak düşünülürdü. Belki de bu yüzden ilk yazılı seks içerikli kaynaklara Antik Mısır medeniyetinde ulaşıldı. Görmek isteyenler için, British Museum (İngiltere’deki Kraliyet Müzesi’nde) tüm heykel ve seks içerikli parşömenler yer alıyor. Mısır’da erkek olmanın bir başka simgesi de çocuk sahibi olabilmekti. Bu nedenle evliliği taçlandıran, evrenin ve hayatın başlangıcını da simgeleyen bir eylem olarak çiftler mutlaka evlenir evlenmez çocuk yapma işine girişirlerdi. Bunge, “Evli olmayan kadınlar ise partnerlerini seçmekte özgürlerdi” diyor. “Seks işçiliği ise Antik Mısır’da oldukça yaygındı. Hayat kadınları dudaklarına kırmızı ruj sürer, göğüs ve kalça bölgelerine dövme yapar, fileli elbiseler giyer hatta bazen sokaklarda çıplak bile gezebilirlerdi.”

seksieskiritueller

Eski Roma ve Dionysos

Eski Yunan medeniyetleri, seks yaşantıları üzerine en çok görsel ve yazılı kaynağa ulaşabildiğimiz medeniyetler arasında yer alıyor. Cambridge Üniversitesi’nden Catharine Edwards, Eski Roma’da Seks Ahlakı isimli kitabında, “Eski Roma’da seks ve arzunun sınırları yoktu” diyor. “Soylu kadınların ahlaki olarak sağlam karakterli ve iyi eğitim almış, seçkin ailelerden gelmesi gerekirdi. Ancak daha alt sınıflar için paranın satın alamayacağı hiçbir şey yoktu. Bu durum halk arasında seksin tüm sınırlarının kalkmasına neden oluyordu. İşte bu nedenledir ki duvar çizimleri, heykel ve parşömen yazıtlarında birden fazla kişinin aynı anda seks yaptığı grup seks görsellerine, hem heteroseksüel hem de homoseksüel ilişkilerin rahatça resimlerine sıklıkla rastlanabilmektedir.” O kadar ki Olimpos’un meşhur tanrısı Zeus’un oğlu Dionysos, bir eğlence ve zevk tanrısı olarak bu medeniyetin ahlak özelliklerini öne çıkarır. Mitolojiye göre Dionysos, verdiği bol şaraplı ve tüm katılanların arzularını tatmin ettiği partiler düzenler. Elbette Dionysos ahlaksız bir tanrı olarak aktarılmaz. Kendisi temelde bağ bozumu tanrısıdır ve aynı zamanda sanatı da temsil eder. Dionysos’a atfedilmiş seks ve içki içerikli eğlence teması, Eski Roma’nın eğlence ve seks ritüelleri kültürünü yansıtmaktadır. Edwards, “İlk seks oyuncağı olan yapay penisin bu medeniyette, eşleri askere giden kadınlar tarafından bir ayakkabıcıya yaptırıldığı göz önünde bulundurursak bu medeniyette sekse ve seks sırasında uygulanan ritüellere ne kadar sık rastlandığı hakkında bir fikir verecektir” diyerek konuyu özetliyor.

tantra

Hindistan ve Uzak Doğu

Seks denilince akla gelen en fantastik uygulamalar herhalde Kama-Sutra ve Tantra gibi ruhani seks egzersizleri olmalı… Bunlar ve Geyşa gibi daha pek çok tatmin ve ilişki üzerine odaklanan kavram Uzak Doğu’nun tüm dünyaya armağanı olarak görülüyor. Kamasutra Hakkında Her Şey (The Everything Kamasutra Book) kitabının yazarı Suzie Heumann, “Kamasutra, bundan yüzyıllar önce yazılmış bir felsefe kitabıdır” diyor. “Kamasutra sadece farklı seks pozisyonlarını içermez, aynı zamanda seks yaşantısının içeriğiyle, elbette bu konudaki pozisyon ve tarafların daha çok zevk alması süreciyle, böylelikle hayatın güzellikleriyle tanışma evresiyle de ilgilenir.” Uzak Doğu medeniyetleriyle ilgili kütüphanelerce yazılı kaynak bulmak ve tüm ritüellerini buraya yazabilmek mümkün değil. Ancak binlerce yıl önce inşa edilen Khajuraho tapınaklarının taşlarının üzerine yüzlerce seks pozisyonu kazıyarak, tapınağı bir seks rehberi haline getirmiş medeniyetlerden söz ediyoruz. Aklınıza pek de mutaassıp bir medeniyet gelmemeli. Ancak burada seks sadece fiziksel bir eylem olarak görülmüyor. Heumann, “Tantra ve Kamasutra gibi uygulamalar aslında birer meditasyondur” diyor. “Cinsel birlikteliğin öncesi, sırası ve sonrasını birer ruhani süreç olarak görülür. Buna göre seks doğanın temelidir ve doğayı, evreni anlamak için bir yol olarak kullanmaktadırlar. Bu yüzden seks eylemi onlar için başlı başına bir ritüeller serisini içerir.”

osmanlihare

Osmanlı’da Harem ve Halvet

Tabi ki seks ritüellerinden bahsederken, bu aralar pek bir moda olan Osmanlı’ya değinmemek olmaz. Zinhar, Hünkarım, Sülüman gibi kelimelerle birlikte, harem ve halvet gibi kelimeler de pek bir konuşulmaya başlandı halk arasında. Gel gelelim öyle Antik Mısır, Eski Yunan ya da Çin ve Hindistan gibi Orta Çağ ve İslamiyet öncesi medeniyetlerdekinden biraz farklı Osmanlı. Kadınların sosyal yaşamdaki yerleri, ailenin reisinin verdiği kararlardan pek de öteye geçemediği gibi seyrek de olsa evlenme tekliflerine rastlamak mümkün. Bir paragraflık evlenme teklifi şu şekillerde olabiliyor:

 

Ey dilberi ranâ! Ey tesadüf-ü müstesna! O mahrem suratınızı görünce size lahzâ-i kalpten sarsıldım… Niyetim acizane-i taciz etmek değildir.. Bilâkis efkâr-i umumiyede ufak bir aile bacası tüttürmektir.. Sözlerim sizi temin ve tatmin edecekse şayet zevc-i izdivacınıza talibim!..

 

Biraz abartılı bir örnek. Üstelik ezberlemesi de biraz zor olsa gerek… “Allah’ın emri, peygamberin kavliyle kızınızın dest-i izdivacına talibim” gibi bir cümle de, ailenin babası izin verdiği sürece geçerlidir. Popüler olan Harem ve Halvet konularına gelince… Diziler ve şu anda halk arasında kullanılan tabirinden biraz farklı bir uygulamadır Halvet. Padişahın seks partileri gibi görmemek gerekir. Halvet, kelime anlamıyla, tasavvufta yalnız bir kenara çekilip dua ve ibadetle meşgul olmak anlamına gelmektedir. Osmanlı padişahlarının halvet etmesi de benzer bir uygulama içerir. Harem’de halvet veya halvet-i hümâyûn, Harem’de yaşayan kadınların serbest ve meşru bir şekilde Harem’in bahçelerinde veya mesire yerlerinde eğlenmelerine denmektedir. Kapalı havalarda Padişah, kadınları, ikballeri, sultânları yani kız çocukları ve oğulları ile görüşmek isterse, onları dairesine çağırtır, konuşur ve görüşürdü. Padişahın sadece kendi aile efradı ile yaptığı bu toplantıya muhtasar halvet denmekteydi. Bu toplanmaların çoğu ise saraydaki Has Bahçe adı verilen yerde gerçekleşmektedir. Padişah, halvet yapılacağını bir hatt-ı hümâyûn ile yetkililere bildirir ve ailenin rahatsız edilmemesini emrederdi. Has Bahçe’nin bazı yerlerinde mahremiyete saygı amacıyla halvet sokakları ve halvet perdeleri bulunurdu. Halvet günü üçüncü avlu, tamamen boşaltılır, bahçenin dışarıdan görülebilecek yerleri halvet bezleri ile örtülürdü. Bahçe’de kadınların ve cariyelerin dolaşacağı yollar üzerine çadırlar kurulur; hususi kapalı sokaklar ve oturma yerleri meydana getirilirdi.

gozlerikapaliseksritueli

GÜNÜMÜZE KALAN RİTÜELLER

Bugün evlenirken yapılan uygulamaların pek çoğu eski zamandan kalan ritüellerin günümüze uyarlanmış halini içermektedir. Her birinin bir anlamı ve amacı bulunur. İşte birkaç tanıdık ritüel:

Sırta Vurma

Daha çok Anadolu düğünlerinden sonra, gerdeğe girerken rastlanır. Çoğumuz gerçekte olmasa bile en azından Kemal Sunal filmlerinde görmüşüzdür. Bu uygulamanın temeli eski Türk medeniyetlerine dayanır. Bir erkek olma simgesidir. Eski Türk medeniyetlerinde ergenliğini tamamlamış oğlanlar insanlardan oluşturulmuş bir koridordan geçerlerdi. Koridordan geçerken çocuğun sırtına, yüzüne, bacaklarına vurulur ve eğer çocuk tüm bu darbelere rağmen koridordan geçmeyi başarırsa erkek ilan edilirdi. Eski Türk medeniyetlerinde her erkek çocuğun aynı zamanda bir asker olduğu göz önünde bulundurulduğunda bu aslında çocuğun dayanıklı olup olmadığını, ne kadar iyi bir savaşçı olacağını kanıtlaması anlamına gelirdi. İşte gerdeğe girmeden önce tüm ahalinin damadın sırtını var gücüyle yumruklaması da bu erkek olma ritüelinden gelmektedir.

Musevi Evlilkleri, Kül ve Bardak

Evlenmeden önce damadın alnına az miktarda kül sürülür. Bu, Kudüs’ün yıkılışını hatırlama ve eğlencenin dozunu kaçırmama amaçlı sembolik bir harekettir. Damat tarafından evlilik sırasında bir mendilin altına koyulan cam, ezilerek kırılır. Cam bardak kırma adeti, Kudüs tapınağının yıkılması ve Yahudi halkının dağılması yüzünden tutulan sürekli matemi simgelemektedir. Musevilerde erkek olma töreni ise, erkek çocuk 13 yaşına bastığında gerçekleştirilir.

Yayınlandığı Yer: Cosmopolitan