SEKS TARİHÇESİ: YAKIN ÇAĞ
İlk Çağ ve Orta Çağ geride kaldı. Seks konusu artık Mısır, Çin, Roma ve Hindistan etrafında dönmüyor. Kilisenin baskısı azaldı, işin içerisinde teknoloji girmeye başladı. Bakın Yeni Çağ itibariyle seks, dünyada nasıl bir anlam kazandı.
Retro ve Porno
Yeni Çağ’da baskıların insanlar üzerinden kalkması, “Seks Satar” anlayışını da beraberinde getirdi. Uzmanlar aynı zamanda Yakın Çağ’ı, İlk Çağ’ın yeniden ve evrilerek geri gelmesi olarak yorumluyorlar. Independent gazetesi yazarı Charlotte Philby, İlk Çağ’da parşömen ve heykellerle başlayan pornografi furyası artık resimlere, matbaa ile birlikte dergilere, oradan da ekranlara taşındığını belirtiyor. Üstelik bu noktadan soran seks ve ilişkiler kavramı; Kamasutra, Taocu Seks gibi eski cinsel öğretilerin yeni formlarına kavuşturulup, insanlara tekrar pazarlanmasına doğru hızla ilerliyor. Her şey İngiliz yazar John Cleland’ın 1748 yılında yazdığı, Fanny Hill: Zevk Kadınının Anıları (Fanny Hill: Memoirs of a Woman of Pleasure) adındaki ilk erotik kitabının basılmasıyla başladı…
Önce Dergiler…
Matbaada fotoğraf basımının ucuza mal edilmesini sağlayan halftone baskı sistemi nin 1880 yılında ortaya çıkması dergiciliğin de hızlı bir yükselişe geçmesini sağladı. Çok geçmeden, sadece 20 yıl sonra ilk porno içerikli dergiler yayınlanmaya başladı. Elbette bu dergilerin içerisinde ağır pornografik içerikler değil, daha ziyade erotik sayılabilecek çıplaklık ve bolca seks hikayesi yer alıyordu. İlk olarak Fransa’da başlayan pornografik dergi furyası, kapaklardaki yarı çıplak kadınlarla sınırlı kaldı. Naturizm (Doğallık) akımı şeklinde yorumlanan bu akım Photo Bits, Body in Art (Vücuttaki Sanat), Figure Photography (Figür Fotoğrafçılığı), Nude Living and Modern Art for Men (Çıplak Yaşam ve Erkeğin Modern Sanatı) gibi basılı denemelerle son formlarını almaya başladı. Pornografi: İnsanlık Tarihinin Gizli Medeniyeti (Pornography: The Secret Civilisation for Human History) kitabının yazarı Vision Koch, porno dergilerin çıkma amaçlarının başında 2. Dünya Savaşı’ndaki askerlere moral vermek olduğunu belirtiyor. Koch’un incelemelerine göre 1940’lı yıllarda bu dergiler daha ziyade kadınların bacaklarına odaklanırken, 1950’lerden itibaren kadınların göğüs kısımları öne çıkarılmaya başladı. Bu gelişmelerin ardından 1953 yılında Playboy’un ilk sayısının çıkmasıyla pornografik içerikli dergi furyası en profesyonel haline erişti. Playboy’un ilk sayısının kapağında ise Marilyn Monroe yer aldı. 1970’lerden sonra erotik içerikli dergiler, cinsel bölgelere odaklanan hale geldi. Ancak Bilgi Çağı’na girerken porno dergi sektörü çoktan porno film sektörüne boyun eğmişti.
Sonra Filmler…
İlk pornografik filmin çekilmesi, 1895’te sinemada ilk film gösteriminden hemen 1 yıl sonra başladı. “Seks satar” cümlesinin bugüne özel bir şey olmadığını anlamak için bu veri bile yeterli olacaktır herhalde. Eugène Pirou ve Albert Kirchner adlı iki yönetmenin hiç gecikmeden çektiği “Lear” adlı film, bugüne ulaşmış en eski porno film olarak biliniyor. Fransız film sektörüne öncü olan bu film, ardından pek çok benzeri porno filmi de beraberinde getirdi. Çok kısa bir süre içerisinde bu filmler dünya genelinde yasaklanmaya ve sansürlenmeye başladı. Bu yasak furyasına karşı olarak 1920’li yıllarda ABD ve Fransa’da amatör film çekimleri ortaya çıkmaya başladı. Pornoyu ilk yasallaştıran ülke ise 1969 yılında Danimarka oldu. Sadece üyelere açık sinema salonlarında gösterimleri gerçekleştiriliyordu.
Tüm yasaklara ve engellere rağmen porno film endüstrisinin 1970’li yıllarda yılda 10 milyon dolar ciro yapan bir sektör haline gelmesine, 1998 yılından itibaren de 750 milyon dolar ile 1 milyar dolar arasında ciro sağlayan bir sektör haline gelmesine engel olamadı. Kısacası yasaklar insanlığın cinselliği seyretme tutkusuna yenik düşmüş oldu.